Rejim hapishanelerinin ve duvarlarının hayat arkadaşını, eşini yok edeceği, karanlıklarına çekeceği Ummu Ali’nin (Ali’nin Annesi) hiç aklına gelmezdi. Zaten eşi, aldığı maaşla ailesini zar zor geçindiren basit bir görevliydi. İşte bu sekiz kişilik aile, aile reisinin yokluğuyla savaş şartları ve kuşatmalar yüzünden işsizliğin her geçen gün arttığı bu toplumda yeni gelir kaynakları arayışına girdi.
İnsani Şam Derneği bu noktada bu ailenin geçimine yardımcı olabilmek için destek olmanın yollarını aradı. Nitekim bunu da ev yoğurdu ve peynir üretimini sağlayarak başardı. Böylece “el emeği fakirlikten kurtarır” sözüyle yola çıkılarak küçük kutularda süt yapılması için gerekli olan her şey alındı. Elektriklerin sürekli olarak kesilmesi sebebiyle güneş enerjisinden yararlanılacak ekipmanların yanı sıra ürünleri yaz aylarında muhafaza edecek buzdolabı temin edildi. Dernek ekibinin düzenli olarak yaptığı ziyaretler şunu gösteriyor ki bu proje, bu aile için adeta bir dönüm noktası oldu, ailenin hayatını tamamen değiştiren bir etken oldu öyle ki aile işsiz sınıfından ayrılıp üreticiler grubuna geçti. Toplumun kalkınmasına destek sağlayan ve kendisine yetecek kadar aylık geliri elde eden bir aile haline geldiler. Nitekim bu aile adeta bir arı kolonisi edasıyla aralarında dayanışmayı esas kıldılar ve ailenin her ferdi başarıyı yakalamak için yardım eli uzattı. Ve projenin neticesi olarak aylık gelir kazanmada büyük bir yol kat ettiler hatta aile bu proje ile aylık 150 doları geçen bir gelir elde etmeye başladı oysaki gıda yardım sepetleri ya da günlük yiyeceklerini bulmaya çalıştıkları zamanlar gelirleri sadece 50 dolardı.
Bir süre sonra ailenin takım çalışması, beklentilerini diri tutması ve dernek ekibi devamlı yapılan saha çalışmaları sayesinde, aile satışların oranını da artırmak için gün geçtikçe süt üretimini artırmaya başladı. Böylelikle projeyi ve mekânı geliştirmeye destek olacak derecede yaşam şartları gün geçtikçe daha iyi oldu.