Yara almış bir ülkede kim bilir nice acıların ve hüzünlerin biriktiği hikâyeler vardır! Mesela bir aile düşünün, ev sahibinin evinden çıktığı anda “ölüm makinesinin” aniden kendisini yuttuğu bir an… Rızkının peşinde koşmak için evden çıkan çocuğunun eve hareket edemez sakat bir halde getirildiğini gören annenin kalbinin acıdan parçalandığı an… Kardeşini sanki tutuklanma haberini duymak için evden uğurlayan genç kızın içler acısı hali… Şu yaşlı adama bir bakın… Yaşadıklarının olağanca yükü nasıl da belini bükmüş! Yaşlılığına ve saçına düşen aklara aldırmadan onu evsiz barksız bırakan şartların acısıyla nasıl da hüznünü yaşıyor!..Tüm bu hüzünlü parçalarla yıllardan beri ve hatta bugün de mücadele içinde olan Suriye halkının içinde bulunduğu resim ve birçoğunun hayatını parçalayan ve yeryüzünün dört bir tarafına savuran, evsiz barksız, yurtsuz bırakan savaşın acı yanları şekilleniyor. Bu acı gerçekler karşısında “Şüphesiz ki müminler kardeştir.” sloganından hareketle Şam İnsani Yardım Kuruluşu eli- kolu bağlı oturamazdı. Hemen Şeyh Sani bin Abdullah İnsani Hizmetleri Vakfı ile ortak bir çalışma içine girerek “Aileye Destek Ol” projesinin hızla uygulanması için adım attı. Bu proje ile evin geçimini sağlayan kimsenin olmadığı ve ev işlerini yapmaya güç yetiremeyen ailelere destek olunması amaçlanıyor.Öncelikle 2016 yılının temmuz ayında Suriye içlerinde ve Türkiye’deki sığınmacı kamplarında zarar görmüş ailelere maddi- manevi yardımların ulaştırılması için proje hayata geçirildi. Ve bu yardımlar satır aralarında değerli insani mesajlar taşıyan âli hedefleri göz önünde bulundurarak ailedeki üye sayısına göre hesaplanacak olan aylık maaşlar şeklinde olacak. Bu hedefleri şu şekilde zikredebiliriz:Masraflarını karşılayan insani gücünü kaybeden ailelere onurlu ve güzel bir hayatı temin etmeye gayret edilmesiDüzgün bir toplumun inşası için muhtaçlığın ve yönlendirilmelerin neticesi olabilecek sapmaları engellemekKuruluşun idarecilerinin bu projeyi hayata geçirmekteki esas hedefi iki temel şarta dayanır; ailenin masraflarını üstlenen herhangi bir sorumlunun olmaması ve iyi bir yaşam sürebilmek için zorunlu ihtiyaçları karşılayacak mali gücün bulunmaması. Tüm bu şartların aileden birinin kayıp olduğu ve kendisinden haber alınamadığı, aldığı yaradan ötürü çalışamaz durumda olan yaralıların aileleri, “Peygamberimiz ve Yetimlerin Cennetteki Beraberliği Projesinde” yer almayan şehit aileleri ve dul hanımlar gibi en çok zarar gören kesimlerde aranıyor olması da bir diğer koşuldur.Savaşın hışmına uğramış Suriye halkının geniş bir kitlesine yönelik böylesi bir sorumluluk duygusu hissetmeye iten güç, hayır projelerini hayata geçirmek için var olan istek ve arzudan başkası değildir. Özellikle de içinde bulundukları koşullar bölge halkının son dönemde yaşamadığı kadar zor ve çetin bir boyuta ulaşması bu bölgelere ihtimam göstermeyi adeta gerekli hale getiriyor. Halkın %65’ten fazlasını fakirlik sınırında yaşamaya zorlayan muhtaçlığın ve yoksulluğun boyunduruğunda doğru yoldan sapmak için bahaneler oldukça fazla iken göğsünde iyilik ve insanlık için çarpan bir kalp taşıyan her insan, bu insanların yaralarını sararak, ellerinden tutup güvenli limanlara alarak varlıklarına can katabilirler.